Doku kültürü hakkında

DNr. 1.7
Bitki doku kültüründe temel sistem, bir bitkinin yapay besin ortamında, bitkinin hücre, doku ve organlarının klonlanmasıdır.

hücre:         (meristematik hücreler, süspansiyon veya kallus hücreleri),
doku:          (çeşitli bitki kısımları = eksplant)
organ:         (apikal meristem, kök vb.)

Bir bitkinin bu kısımlarından yeni bitki veya bitkisel ürünlerin (metabolitler gibi) üretilmesidir.

Yeni çeşit geliştirmek ve mevcut çeşitlerde genetik varyabilite oluşturmak doku kültürünün temel amaçları arasında sayılabilir. Bu nedenle bitki doku kültürleri genetiksel iyileştirme çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca kaybolmakta olan türlerin korunmasında ve çoğaltılması zor olan türlerin üretiminde, çeşitli doku kültürü yöntemleri rutin olarak uygulanmaktadır. Kültür türleri

Kültürü yapılması istenen bitkinin özellikleri itibariyle üç kısımda incelenebilir;
1) Organize olmuş meristematik hücreleri ihtiva eden somatik dokulardan rejenerasyon,
2) Meristematik olmayan somatik hücrelerden rejenerasyon
3) Mayoz bölünme geçirmiş gametlik hücrelerden rejenerasyon.

Birinci tip:
Rejenerasyonda, uç ve yan meristemlerden bitkiler çoğaltılır. Buna Meristem kültürü yoluyla klonal çoğaltım denilir. Elde edilen hücreler tamamen dönor (verici) bitkiye benzerler.

İkinci tip:
Rejenerasyonda, doğrudan bir bitkin eksplant denilen parçasının kesilmiş yüzeylerindeki belirli somatik hücresinin, Besin ortamına ilave edilen bitki büyüme düzenleyicilerinin (özellikle oksin ve sitokininler)`in etkisiyle bölünerek ve organize olarak, organları ve daha sonra da bitkiyi (direkt organogenesis) veya bir somatik hücrenin sürekli bölünerek embriyo ve daha sonra da tam bir bitkiyi oluşturması (direkt somatik embriyogenesis) şeklinde olabilir.

Ayrıca her iki durumda, belirli bir kallus, proto-kallus veya hücre süspansiyonu oluşumu devresinden sonra da ortaya çıkabilir (in direkt rejenerasyon). Ortaya çıkan bitkilerde bazı kalıtsal veya geçici varyasyonlar oluşabilir.

Son olarak normal kromozom sayısının yarısını ihtiva eden hücrelerden de direkt veya dolaylı yollarla bitki rejenerasyonu olabilir. Bu durumda donör bitkinin kromozom sayısının yarısına sahip, genellikle steril olan haploid bitkiler elde edilebilir. Bu bitkicik, doku veya hücrelerde kromozom katlaması yoluyla fertil (dihaploid veya katlanmış haploit) bitkiler elde edilir.

Bitki doku kültürlerinin bitki ıslahındaki uygulama alanları

Türler arası melezlemelerden sonra embriyo kültürü:
Zigot oluşumundan sonra ortaya çıkan (post-zigotik) uyuşmazlıklar in vivo melezlemelerde embriyo oluşumunu veya oluşan embriyoların yaşamalarını engellemektedir. Bu embriyolar özel besin ortamlarında doku kültürü ile geliştirilmekte ve yeni melez bitkiler elde edilebilmektedir. Bu tekniğe embriyo kurtarma tekniği denilmektedir

Haploid bitki üretiminde anter (polen) ve yumurtalık (ovül) kültürü:
Özellikle kendince döllenen bitkilerde yapılan klasik bitki ıslahı melezlemeleri sonrası, hatların saflaştırılması (homozigotlaşması) uzun zaman almaktadır. Mayoz bölünme geçirmiş haploid sayıda kromozoma sahip hücrelerde (polen/mikrospor veya megaspor) veya bu hücreleri ihtiva eden bitki kısımlarının (anter veya yumurtalık) doku kültürü yoluyla elde edilen hücrelerinde veya rejenerantlarında yapılan kromozom katlanması sonucu %100 homozigot bitkiler elde edilebilmektedir. Bu tekniğe in vitro haploidi tekniği denir,

Somaklonal varyasyon:
Kallus oluşturan veya totipotent olup yeni bitkiler meydana getirebilen hücreler uzun süreli kültürlerde veya kısa süreli de olsa yüksek bitki büyüme düzenleyicileri içeren ortamlarda bu yeteneklerini (kompotens) yitirebilmektedirler. Bu hücrelerden oluşan yeni bitkilerde gen veya kromozom bozuklukları sonucu kalıtsal ve fenotipik varyasyonlar (somaklonal varyasyon) ortaya çıkmaktadır. Bu varyasyonlar, yeni çeşit geliştirme ve iyileştirmelerde ıslahçılar tarafından kullanılmaktadır

Somaklonal varyasyon sonucu ortaya çıkan değişiklikler arasında, bazı pigmentlerin yapısındaki farklılaşmalar sonucu çiçek renginin, yaprak ve çiçek morfolojisinin, tohum veriminin, bitki canlılığı ve iriliğinin, uçucu yağ kompozisyonu ve hastalıklara tolerans veya dayanıklılığın değişmesi sayılabilir.

İn vitro seleksiyon:
Tek hücre seviyesinde; tuz, herbisitler, patojenler vb. faktörlere karşı dayanıklılığa göre yapılan seleksiyonlar sonucu, bu hücrelerden elde edilen bitkilerde ilgili faktörlere dayanıklı veya toleranslı bitkiler ortaya çıkabilir. Bu tekniğe in vitro seleksiyon denilmektedir.

İn vitro döllenme:
Bazı durumlarda (özellikle dış ortama alıştırılamayan bitkilerden tohum almak için) doku kültürü ile elde edilen bitkiler laboratuvar şartlarında tozlaştırılmaktadır. Fakat bu uygulama çok sınırlı kalmıştır.

İn vitro germplazm muhafazası:
Totipotent hücrelerin in vitro kültürü, kallus veya süspansiyon hücreleri şeklinde uzun süreli olarak veya belirli aralıklarla yeniden oluşturularak saklanabilir ve ihtiyaç duyulduğunda bu hücrelerden yeni bitkiler oluşturulabilir. Alternatif olarak ilgili hücreler, meristemler veya elde edilen minyatür bitkiler düşük sıcaklıkta (4 C°), çok az besin maddesine ve alana ihtiyaç göstererek aseptik şartlarda (1-4 yıl) saklanabilir. Benzer şekilde çok düşük sıcaklıklarda -196 C°), sıvı azot içinde doku ve hücreler hızlı bir şekilde dondurulup saklanabilirler. Bu doku kültürü teknikleri in vitro germplazm muhafazasında önemlidir ve gen ve tohum bankalarına alternatif oluşturmaktadır.

Somatik hücre melezlemesi (protoplast füzyonu):
Protoplast füzyonu ve somatik melezleme, pre-zigotik eşeysel uyuşmazlıklar nedeniyle, klasik melezleme ile elde edilemeyen hibritlerin elde edilmesinde kimyasal ve fiziksel metotlar kullanılarak uygulanan bir tekniktir. Elde edilen somatik melez hücreden (heterokaryon), kallus oluşumu ve bitki rejenerasyonu yoluyla yeni bitkilerin elde edilmesi sistemin en önemli ve en gerekli parçasıdır. Bu işlem genel anlamda genetik kopyalamadır ve bitkilerde yaklaşık 30 yıldan beri uygulanmakta olup en başarılı örneği tütün bitkisinde görülmüştür.

Gen transferi:
Doku kültürlerinin bitkileri iyileştirmede en önemli ve yaygın olarak kullanılan uygulamalarından birisi de, gen veya genlerin bitkilere aktarılmasıdır. Bunun için mutlaka tekrarlanabilir bir hücre-bitki rejenerasyonu (organogenesis ve somatik embriyogenesis) sistemine ihtiyaç vardır.

Bitki doku kültürünün ticari ve ıslah dışı uygulamaları

Hastalıksız bitki elde edilmesinde meristem kültürü:
Tüm apikal meristem veya buradan alınan küçük embriyonik parçalar kültüre alınarak uygulanan tekniğe meristem kültürü denir. Çok az miktarlarda bitki büyüme düzenleyicileri ilave edildiğinde uç ve yan meristemlerden birçok yeni bitkicikler elde edilebilmektedir. Bu metotla elde edilen bitkiler her bakımdan birbirinin benzeridirler..

Mikro çoğalım:
Organize meristemlerden, henüz olgunlaşmamış veya olgunlaşmasını tamamlamış somatik hücrelerden direkt (organogenesis veya somatik embriyogenesis) veya indirekt (kallus, protoplast vb.) yollarla bitkilerin çoğaltılması ve köklendirilmesi işlemine genel olarak mikro çoğaltım denilmektedir.

ABD'de doku kültürünün ticari uygulaması 1970' de başlamış (orkidelerde ve süs bitkilerinde) ve bu yolla elde edilen ürünlerin pazar değeri bu gün yılda 15 milyar dolara ulaşmıştır. Daha az sürgün elde edilmesine rağmen uç ve yan meristemlerden kitle çoğaltım ticari olarak diğerlerinden daha fazla kullanılan bir metottur.

Sentetik tohum üretimi (somatik embriyolar):
Somatik embriyoların çeşitli metotlarla kaplanması sonucu sentetik (yapay) tohumlar elde edilmektedir. Sentetik tohumların, hibritlerin somatik çoğaltımında, er kısır ve ebeveyn hatların muhafazasında ve odunsu bitkilerin elit genotiplerinin elde tutulmasında kullanımı konusunda oldukça fazla çalışma yapılmaktadır.

Sekonder metabolit üretimi (kallus-hücre süspansiyonları):
İn vitro hücre kültürleri sekonder metabolit üretiminde de önemli bir kaynak olarak görülmektedir. Bitki sekonder metabolitleri, bitki büyüme ve gelişmesinde doğrudan kullanılmayan maddelerdir. Işık mikroskobu ile görülebilen sekonder metabolitlerin (tanenler, antosiyaninler, keratenoitler) yanında UV ışığı ile görülebilenleri (alkaloitler) de vardır. Son yıllarda sekonder metabolit üretimi için ot verimi yüksek, çok yıllık, geniş adaptasyon kabiliyetine sahip ve azotlu gübre kullanımı oldukça az olan yonca, alternatif bir bitki olarak gösterilmektedir. İlgili enzim alındıktan sonra yoncanın geriye kalan kısmı ot olarak kullanılabilir.

Kimeralar:
Doku kültüründe, özellikle süs bitkilerinde üzerinde önemle durulan konulardan birisi de kimeralardır. Kimerik bitkiler; farklı türlerin protoplastlarının karışık kültürü ve bitki rejenerasyonu, mutasyon uygulamaları sonucu bitki rejenerasyonu çalışmaları, apikal meristemle ilgili yapılan mikro-cerrahi çalışmaları ve gen transferi yapılması sırasında, bir bitkiyi oluşturan bütün hücrelerin ilgili gen veya genleri taşımaması durumlarında (özellikle partikül bombardımanı metodu ve apikal meristemler kullanıldığında) elde edilebilmektedir.

Bitki doku kültürlerinin temel araştırmalardaki uygulamaları
Doku kültürü, protoplast izolasyonu ve füzyonu, hücre, doku ve bitki beslenmesi, sitogenetik çalışmalar, morfogenesis çalışmaları ve biyolojik azot fiksasyonu gibi temel araştırmalarda da kullanılmaktadır. Bu tür araştırmalar genellikle sistem geliştirmede faydalı olmaktadır.

Doku kültüründe temel teknikler
Doku kültürü işlemleri bir çok aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
1) Uygun bir laboratuvar düzeninin kurulması,
2) Kullanılacak bitki parçalarının (eksplant) ve besin ortamlarının seçimi, hazırlanması ve sterilizasyonu,
3) Kallus ve hücre süspansiyonlarının oluşturulması,
4) Kallus veya hücre süspansiyonlarından veya doğrudan somatik veya gametik hücrelerden bitki rejenerasyonunun uyarılması (organogenesis, somatik embriyogenesis veya meristem çoğaltımı yoluyla),
5) Oluşan sürgünlerin çoğaltılması ve boylarının uzatılması, somatik embriyoların olgunlaştırılması,
6) Uzayan sürgünlerin köklendirilmesi,
7) Köklenen bitkilerin dış ortama alıştırılması (aklimatizasyon).

Bunlar arasında en önemlisi, uygun Laboratuvar imkanlarının sağlanmasıdır.

Doku Kültüründe en önemli konu steril işlemleri yapabilecek bazı temel alet ve ekipmanlara veya iyi bir laboratuvara sahip olmak gerekmektedir. Doku kültüründe en temel konular bitki parçaları ve kullanılacak alet ekipmanların iyice temizlenmesi sterilizasyonlar besin ortamlarının hazırlanması ve kültüre alınacak yerin belirlenmesidir.


Doku kültüründe bitkilerin değişik organlarından çok küçük parçacıklar steril koşullarda alınarak yeni bitkiler elde edilmesidir. Doku kültürünün Latince adı invitro’dur. İnvitro, yapay koşullarda tüpler içinde anlamına gelir. Bu yönteme doku kültürü denmesinin sebebi, yüksek olan tepe meristemi gibi bitki dokularının kullanılmasıdır.

Doku kültüründe bazı zorluklar ve sorunlarla karşılaşılabilir. Bunlar aşağıda belirtildiği gibi beş noktada toplanabilir:
-    Laboratuvar kuruluşu ve laboratuvar malzemelerinin pahalılığı
-    Kimyasal madde sağlamadaki güçlükler
-    Yetişmiş eleman sıkıntısı
-    Çalışmanın fazla titizlik ve sabır istemesi
-    Bazı istenmeyen genetik değişiklikler

Doku kültürü ile üretimde mutlaka laboratuvara ihtiyaç vardır. Ülkemizde doku kültürü ile bitki yetiştiren işletmelerin sayısı ve kapasiteleri yeterli olmadığından anaç bitkiler yurt dışından ithal gelmekte, bu da büyük döviz kaybına yol açmaktadır.

Bugüne kadar pek çok bitkide invitro ile üretim başarılmış ve bu bitkilerin sayıları giderek artmaktadır. Başarılı bir invitro üretimi için üç bölümden oluşan bir laboratuvar zorunludur.

Doku kültüründe kullanılan besin ortamı, damıtık su içinde bulunan organik maddeler çözeltisidir. Bazı bitki türleri hemen hemen her besin ortamında gelişebilir fakat bazı türler, özel hazırlanmış besin ortamı gerektirir. Besin ortamı içeriklerinin farklı olması sadece tür değişikliğine bağlı kalmaz. Aynı bitkinin farklı bitki kısımları da faklı içerikli besin ortamı hazırlanması gerektirebilir, bu yüzden en uygun besin ortamı, her üretimden önce deneme yapılarak saptanmalıdır.

TF-003
Bitkilerin iklimlendirme odasına alınması ve 
 köklü bitkilerin viyole alınması

Genel olarak besin ortamları
Makro ve mikro elementler, organik karbon kaynakları, bitkisel hormonlar, vitaminler ve aminoasitlerden oluşmaktadır. Besin ortamı, katı ve sıvı olarak kullanılabilir. Ortamın katılaştırılması için agar eklenebilir. Steril koşullarda yetiştirilen küçük bitkilerin normal kültürlerde kontrol edilmeleri zorunludur, çünkü steril ortamda yetiştirilen küçük bitkiler, normal ortam şartlarına ve enfeksiyonlara karşı hassastır. Bitkiler bir süre sera koşullarına alıştırıldıktan sonra satışa çıkarabilir. Bu yöntemlerin kendilerine özgü bazı özellikleri olmasına rağmen, hemen hepsinde kullanılan ve gerekli olan genel teknik aynıdır.

KAYNAK
Doç. Dr. Mehmet Babaoğlu 
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 42079 Kampüs, Konya